04.10.2023
BÖLÜM 1
Hatırı sayılır yalnızlığıma
Hatırı sayılır yalnızlığıma.
Seninle yaşamak fazla kalabalık
Donup kalıyorum sonsuzluğunda
Yaşamımı felç ediyor bazen sancıların
Bazen de kış ortasında çiçek açtırıyor…
Sol elimi tutuşun sağ elimi tutuşunla bir değil,
Birer kadehimiz bile yok içine umut doldurup kafamıza dikeceğimiz
Sorma artık bana yaşam hakkında
Solgun, bitik bir halde işte
Sen sordukça güzelleşmeyecekte..
Hatırı sayılır yalnızlığıma
Gecenin öteki tarafı olduğunu,
orada yaşadığını söylerdin bana,
Sınırsızlığın en büyük sınırsızlık olduğunu
Orada bitmeyen serzenişlerin
tükenmeyen susuşların
Dokunulmayan yüreklerin.. Ruhları olduğunu söylerdin.
-ZEYNEP ÇAKIR
-Şimdi Tezer Özlü ‘nün ölüm düşüncesi izliyor beni dediği satırları okurken geçmiş geldi gözümün önüne. Beni izleyen ölüm düşüncesi değildi. Ölümü izleyen bendim. Sınıf arkadaşımın intihar hakkındaki yorumu geldi aklıma. İki türlü intihar vardır; biri ilgi çekmek için ikincisi de gerçekten ölmek içinmiş. İkincisini isteyenler kesin ölürmüş. Birincisi ise ölümden korkarmış. Birinci durum daha acı değil mi? Sevgi ararken korkuyla yüzleşmek. İkincide durum daha rasyonel. Bu da ölüm isteğini de rasyonel kılmaz mi? Birinci durum bir depresyon sanrısı.
♣
-İnsanları teoriye hapsetmek. Yapılan her davranışın kuramsal bir kaynağı vardır. Çocukluk travmaları gençlik hataları hırsları bireysel veya diğerlerinin etkisiyle yapılanlar. Durup bakınca hepsinin mantıklı bir açıklaması çıkıyor. Mantıksal olmayanlara da genetik miras diyerek açıklama yapıyoruz. Hem kötüyle hem de iyiyle doğarız bu yüzden kötü insan iyi insan tanımları ne kadar eksik kalmakta. Ne iyiyiz ne de kötüyüz. İki güç elimizde bu yüzden hüküm sürme arzumuz. Bu yüzden nefret ediyor doğa ana bizden fakat vazgeçmiyor da biriciklerinden. Umutla bekliyor biriciklerinden kendi düzenine sahip çıkmalarını. Savaş ve kan istemiyorken bile Zeus’u kışkırtıp Kronos’u öldürtmemiş gibi biriciklerine iyiliği öğütlüyor.
-ROSE
-TAVŞAN
-Çocukluğumun kapısını öfkeyle araladım
Güneş babamın sigaradan sararmış bıyığından daha sarıydı
Henüz annemin kırışıklığını ütüleyebilecek bir ütü icat olmamıştı
Pazar günlerinin yumurtalı ekmek kokusunu anımsıyorum
Şimdiyse arka bahçemizdeki papatyalar kadar tehlikeliydi o kokuyu içime çekmek
♣
-Sert rüzgarlar esiyor adeta ölümün kokusunu taşıyıp bize getirmek ister gibi. Dalgalar daha sert daha hırçın. Doğa verdiğini geri almak için haykırıyor. Belki rüzgar da artık dayanamıyor. Yüreklerden çıkıp dile gelemeyen acıların çığlıklarını duyurmaya çalışıyor.
Balkon kapısında bir çocuk sesi. Anne babasını arıyor olmalı. Evine girmek istiyor bir enkazın başında. Ölüm sahiciliği ile yüzleşiyor insanoğlu politikacılar dahil değil. Onlar için ölü bir beden rakamsal bir artış fakat matematiksel hesaplamalarının tamamı yanlış. Her bir ölüm bir bedenden çok daha fazlasını götürüyor.
Korku ve ölüm içinden bir çocuk balkon kapısında. Kapı kolunu zorluyor, cama vuruyor.
-ROSE
-Im tired
Oxygens goin expired
Nicotine is my desire
My lungs dont really matter
Im exhausted
Right hands turning sour
Cant hold my dear pencil
Lines are foggy
Like a cig on fire
Its all futile
No purpose i should retire
Breathings harder
Time to let go
Hope is puerile
All it takes is a long incision
Through an arterie or an attire
Blood or orange colored desire
Time to go now i just need a bit of valiance
Im not home here
Goodbye
♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦
Yorgunum
Oksijen bozulmuş
Nikotin arzum
Ciğerlerim çok da önemli değil
Tükendim
Sağ elim küfleniyor
Sevgili kalemimi tutamıyorum
Çizgiler sisli
Tıpkı yanan sigara gibi
Hepsi beyhude
Amaçsız bırakmalıyım
Nefesler daha zor
Bırakmanın zamanı
Umut çocukça
Tüm bunlar derin bir kesik
Damarımda ya da kıyafetimde
Kan ya da turunculaşmış arzular
Şimdi gitme zamanı biraz yiğitliğe ihtiyacım var
Burada evde değilim
Hoşça kal…
-ARDA TUNA CİDİK
-TAVŞAN
SORUNLU SONLU SORULAR
Bu dünyanın sonuna ne zaman geliriz?
Biraz geç olmadı mı?
Çanlar kimin için çalıyor arkadaş.
Biz hangi tanrının sınavındayız bu kadar gaddarca.
Çığlık atamıyor ölmek için dualar ediyoruz.
Nasıl bir yermiş bu arkadaş.
Ne zaman arkadaş ne zaman?
Sorup duruyorum bitmeyene kadar,
Son varsa ne zaman?
Yorgun ruhlar yaşamak mı istedi ne zaman?
Melankoliye huzurlu ölüm ne zaman?
Ait olduğum ver var mı nerede?
Tüm bucakları gezdim huzur hani nerede ?
Hayalimdeki boktan yaşanır hayat nerede?
Ellimdeki tek gerçek ölüm arkadaş.
Benim huzurlu sonum ölümse hani nerede?
Korkunun ecele faydası yoksa ecelim gelmiyor nasıl ?
İyi için çabalamak faydasızdı kötü beni bulmuyor nasıl?
Zamanım yok yaşamaya saatler bitmiyor nasıl?
Koşuyorum buradan huzura yorulmuyorum nasıl?
Yaşam yok ölüm yok bu nasıl hayat arkadaş nasıl?
-TAVŞAN
İçinizdeki hayvanı özgürleştiren yazılarınızı [email protected] adresine gönderebilirsiniz..
YAZARLAR: TASARIMLAR:
-ZEYNEP ÇAKIR -TAVŞAN
-ROSE
-ARDA TUNA CİDİK
-TAVŞAN